Modal content
×

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI

Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.

Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.

Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.

1.Kişisel Verilerin İşlenme Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:

  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.
 
2.Kişisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.

3.Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi

Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.

4.Çerezleri Kullanım Amacı

Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;

İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.

Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Oturum Çerezleri

(Session Cookies)

Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır.

 

Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:

  • • İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,
5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme

Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.  

6.Veri Sahiplerinin Hakları

Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.

 

  • e-Devlet
  • İçişleri Bakanlığı
  • Niğde

Valilikler

T.C. Ulukışla Kaymakamlığı
T.C. Ulukışla Kaymakamlığı
T.C. Ulukışla Kaymakamlığı
  • KAYMAKAMLIK
    Kaymakam Kaymakamlık Birimleri İlçe Protokol Listesi Tarihçe Mevzuat İmza Yetkileri Yönergesi Kurumsal Kimlik
  • ULUKIŞLA
  • MAHALLİ İDARELER
  • HİZMETLERİMİZ
    Hizmet Birimleri Kamu Hizmet Standartları
  • GÜNDEM
    Haberler Duyurular
  • İLETİŞİM
°C
9
Mayıs2025
Parçalı Bulutlu
23
°C
5 Günlük Hava Tahmini
temizle
  • KAYMAKAMLIK
    • Kaymakam
    • Kaymakamlık Birimleri
      • İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü
    • İlçe Protokol Listesi
    • Tarihçe
    • Mevzuat
    • İmza Yetkileri Yönergesi
    • Kurumsal Kimlik
      • Kaymakamlık Görselleri
      • Kaymakamlık Logosu
  • ULUKIŞLA
  • MAHALLİ İDARELER
  • HİZMETLERİMİZ
    • Hizmet Birimleri
      • İlçe Jandarma Komutanlığı
      • İlçe Emniyet Müdürlüğü
    • Kamu Hizmet Standartları
  • GÜNDEM
    • Haberler
    • Duyurular
  • İLETİŞİM

Zabit Ahmet

 
 
Niğde Askeri Eğitim Merkezi’ne kur’a erleri gelmişti. Bunların arasında 20 yaşlarında çelimsiz, zayıf, tay sıklet Ahmet Uyar isminde Ulukışlalı bir asker vardı. Bu eğitim yerine gelenler iki-üç ay talim gördükten sonra cepheye gönderilirdi. Yeni gelenlere silah verilmiş ve talime başlanmıştı. Ahmet Uyar, Yüzbaşının odasına girdi ve:
 
-“Komutanım eğer izin verirseniz ben hemen cephe’ye, Çanakkale ye gitmek istiyorum.” dedi.
 
Komutan Ahmet’ in ruhundaki engin vatan sevgisini gördü. O, Ulukışla’nın yoksul, kıraç toprağında yetişen bodur ağaçlar gibi zayıf kalmıştı. Fakat gözü pek, bir askerdi.
 
Yüzbaşının içinde garip bir his doğdu. Ahmet hakkındaki düşüncesi birden değişti. Onu Çanakkale’ye göndermeye karar verdi. Ahmet bu habere çok sevindi. Mutluluktan adeta uçtu, bütün hazırlıklarını tamamladı Gerekli evrakları ve yolluğunu çantasına koydu ve Niğde’den trene bindi. İki gün sonra Afyon’da indi. Doğruca birliğine katıldı. Aradan birkaç gün geçti. Ahmet’in birliği Çanakkale’ye, oradan da Romanya’ya sevk edildi.
 
Bu bölge içten içe kaynıyordu. Türk keşif timleri gittiği yerlerden geri dönmüyordu. Belli ki düşman tuzağına düşüyordu. Ortalıkta çeteler kol geziyordu. Azınlıklar iyice azıtmışlar, sanki sırtlan kesilmişler, düşmanla işbirliği yapıyorlardı.
 
Ahmet, birlik komutanına rica etti, giden keşif timinde görev almak istedi. Fakat yeni geldiği için ona izin verilmedi. Fakat o kararlıydı. Bir gece keşfe çıkan timin arkasından gizlice o da gitti. Bir gölge gibi onları takip etti. Az ilerde Türk askerleri tuzağa düştü. Kurşun yağmurundan kurtulan olmadı. Ahmet kendisini bir çukura attı, etrafını kontrol etti.
 
Düşman askerlerinin çekildiğini görünce sürünerek şehitlerin yanına vardı. Onların bombalarını aldı. Bazen yürüdü, bazen de sürünerek yoluna devam etti. Şafak sökmek üzereydi., İlerde bir karartı gördü ve hemen kendini bir sipere attı. Üzerini de otlarla kapattı. Buradan çevreyi gözetledi. Biraz sonra ortalık aydınlanmaya başladı. Az ilerde düşman askerlerinin acele acele gidip geldiklerini, sandıklarla malzeme taşıdıklarını gördü.
 
Burası düşman bataryası olmalıydı. Ahmet, bu ana kadar zarar görmeden geldiği için Allah’ına hamdetti. Yerinden sürünerek çıktı, hedefe biraz daha yaklaştı. Hiç vakit kaybetmeden yanında getirdiği el bombalarını birbiri ardına düşman silah ve mühimmat deposunun üzerine fırlattı. Tam bu anda müthiş bir patlama oldu. Çelik parçaları, kol ve bacaklar havada uçuşmaya başladı. Ahmet hemen oradan uzaklaştı. Doğruca birliğine geldi. Olanları komutanına anlattı. Bölük komutanı Fahri, olay yerine birliği ile birlikte intikal etti. Söylenenler doğruydu. Bir şer yuvası Ahmet’in sayesinde yok olmuştu. Komutan Ahmet’in gözlerinden öptü, onu tebrik etti. Odül olarak da onbaşılığa terfi ettirdi. Şimdi Ahmet onbaşıydı ve ona bir tim verildi. Onbaşı Ahmet birliği ile birlikte Ali Fuat Paşanın emrine girdi ve Mankalya, Köstence, Karaömer bölgelerinde düşmana temasta bulundu sonra, Toprak hisar’da Alman topçu Komutanı Fonliman’ın toplarını esir aldı.
 
Onbaşı Ahmet gözünü budaktan esirgemeden düşmanın üzerine saldırıyordu. Şimdi o, Ali Fuat Paşa’nın birliğinde görevliydi. Bu birlik Dobrica Ovası’na sonra da Sukca’ya geldi. Mecidiye’den geçti, Tuna’ya ulaştı. Oradan da Bükreş’e vardı. İbrahim, ismail, Silistre’de düşman askerleriyle temas ettiler. Yıl 1332’de on beşinci firkanın Karadeniz’den Kafkasya’ya geçmesinden sonra Ahmet de kıtasıyla birlikte İstanbul’a geldi. Oradan da Bandırma’ya hareket etti, ve Balıkesir Jandarma Komutanlığı emrine verildi. Daha sonra da nizam teşkilatına katıldı.
 
Bu sıralarda Atatürk Samsun’a çıkmıştı. Onbaşı Ahmet’in birliği 61. fırka komutanı Köprülü Musa Kazım Paşa’nın birliğine katıldı. 8 Temmuz 1335 tarihinde Balıkesir, Soma ve Bergama bölgesinden Türklere işkence yapıldığı haberi geldi. Özellikle Onbaşı Ahmet bu bölgeye gönderildi. Ahmet kısa sürede bölgeye intikal etti. Seri baskınlar düzenledi. Bergama’daki eli kanlı düşman askerlerini tuzağa düşürdü ve imha etti. Oradan Kınık ilçesine geçti. Burada çete sürüleri vardı. Tüyleri ürperten cinayetler işliyorlardı. Sayılan 40 civarındaydı. Bir hakimi kazığa oturtmuşlar, 17—18 yaşlarında bir kız çocuğunun gözlerini oymuşlar, bir kişiyi de avret yerine kazık çakıp hunharca öldürmüşlerdi. Somali Zabit Nuri’de şehit düşmüştü. Ahmet onbaşı bu çeteyi tuzağa düşürdü ve imha etti.  
İzzet ve Kazım Paşaların, Fuat Paşa hükümeti tarafından İstanbul’a çağrılması üzerine Onbaşı Ahmet de Akhisar’a geldi. Orada Süleyman Sabri Bey’in birliğine katıldı.
 
Ülkede bir başıbozukluk vardı. Her yerde çeteler kol geziyordu. Osmanlı Ordusu terhis edilmiş, silahları alınmıştı. Azınlıklar bu milletin başına bela olmuştu.
 
Birlikte Onbaşı Ahmet’in yaptıklarını bilmeyen yoktu. Herkes onu yanına almak istiyordu. Burada Onbaşı Ahmet’e bir tim verildi ve Akhisar, Saruhanlı, Hacı rahman bölgelerindeki düşman askerlerinin keşfine gönderildi. Ahmet Onbaşı burada olağanüstü gayret sarfetti. Vur-kaç taktiği ile düşmanı şaşkına çevirdi. Bu başarılarından dolayı kendisine Çavuşluk rütbesi verildi. 0 şimdi çavuştu. ilk kez ona başarılarından dolayı 5 lira ödül verildi. Anzavur Ahmet Çetesi ortalığı kasıp kavuruyordu.
 
Ahmet Çavuş’un birliği Manyas Ovası’nda Anzavur çetesini tuzağa düşürdü. Onları analarından doğduğuna bin pişman etti. Çete perişan oldu ve dağıldı. Her biri bir yere kaçtı. Ölen öldü, ölmeyenlerde canlarını zor kurtardılar. Bu bozgundan kalanlar bir müddet sonra başka çetelerle birleştiler.
İstanbul, Biga yolu üzerinde yeniden eşkıyalığa başladılar. Bunun üzerine Ahmet Çavuş’un birliği, 54 kişilik müfrezesiyle Lapseki civarında yeni kurulan çete ile temas etti. Gerilla savaşını çok iyi bilen, düşmanı yakınan tanıyan Ahmet Çavuş iyi bir taktikle çete elemanlarını perişan etti. Elebaşlarını imha etti. Başsız kalan çapulcular, deli dana gibi sağa sola kaçtılar. Canlarını kurtaranlar şanslıydılar. Böylece çeteler tehlikesi kısmen ortadan kalkmış oldu.
Bu arada Yunan orduları Bursa istikametine doğru ilerliyordu. Mustafa Kemal Paşa ise Eskişehir bölgesindeydi. Ahmet Çavuş, birliği ile birlikte Eskişehir’e hareket etti.
 
Ertesi günü Paşa’nın karargâhına vardı. Mustafa Kemal burada başarılı komutanları tebrik etti. Kimisini de terfi ettirdi. Ahmet Çavuş’un yaptıklarını gerçekte bildiği için onu da kutladı ve ona Bursa civarında Türk insanına kan kusturan Yunan süvarilerini imha etme görevini verdi. Ahmet Çavuş, Paşa’nın elini öptü, mutluluktan adeta uçuyordu. Verilen emri yerine getirecekti. Ekibini hazırladı, kendisiyle ölüme gidecek olanları biliyordu.
 
0 gece sabaha kadar gözüne uyku girmedi. Çünkü Başkomutan ona ulvi bir görev vermişti. Onu eksiksiz yerine getirmek önemli bir hizmetti. Sabahın erken saatinde yola çıkan Ahmet Çavuş 16 atlı ile hızla Bursa bölgesine intikal etti. Ani olarak hücum kararı verdi. Ne yazık ki atlardan l4’ü vuruldu, saf dışı kaldı. Altı asker de yaralandı. Bir erde şehit düştü. Sonuçta Ahmet Çavuş başarıya imza attı. Bu anda kendisine acı haber ulaştı. Alay Komutanı Kazım Bey şehit düşmüştü. 0, komutanının şehit olmasına çok üzüldü. Kendisinin başarısına fazla sevinemedi.
 
Mustafa Kemal Paşa, Ahmet Çavuş’un başarısından dolayı tebrik etti ve onu Zabit Vekilliğine terfi ettirdi. Şimdi Ahmet Çavuş, Zabit Ahmet olarak hizmet verecekti. Paşa’nın iltifatına nail olmak her insana nasip olmazdı. Sanki Zabit Ahmet mutluluktan havalara uçuyordu. Tam bu esnada Çerkez Ethem ve Demirci Efe isyanı gündeme geldi. Rafet Paşa’nın emriyle Zabit Ahmet’e görev verildi. Bu ihanet çetesi düşmandan beterdi. Bir yanda düşman askerleriyle boğuşurken, bir taraftan da iç isyanlarla oyalanmak kolay değildi. Zabit Ahmet birliğiyle birlikte 4. ve 5. süvari bölüğüne intikal etti. Çete savaşı gerilla savaşıydı. Bunun yöntemini en iyi bilen de Zabit Ahmet’ti. Bu konuda tecrübeliydi. Keşif kolu vasıtasıyla çetelerin yeri tespit edildi. Onları Gebze’ye kadar takip ettiler.
 
Bu arada Yunan birlikleri de İnönü’>e doğru hareket halindeydi. Zabit Ahmet Kütahya’ya döndü, Orada 7. fırkadan takviye kuvvet aldı. Düşman üzerine planları kurdu. Siperler hazırlandı ve geçit yerleri kontrol altına alındı. Gece baskınları ve vur-kaç taktiği ile düşman askerlerini tedirgin etti. Zaman zamanda onları geri püskürtmede başarılı oldu. Düşmanı Kütahya’ya kadar takip etti.
 
Bir taraftan çeteler, diğer taraftan Yunan orduları Türk birliklerine sıkıntılı anlar yaşatmaktaydı. Demirci, Gediz, Simav ve Gördes bölgesinde etkili olan Çerkez Ethem’i sıkıştıran Zabit Ahmet’in birliği bu konuda da başarıya ulaştı. Çerkez Ethem çetesi düşman saflarına kaçarak kurtuldu. Zabit Ahmet ve takımı 4. grup komutanlığına verildi.
 
Diğer taraftan Sakarya Savaşı’nın başladığı haberi duyuldu. Zabit Ahmet’e bu defa 61, 24 ve 5. Fırkalarda görev verildi. Deve İstasyonu’nda 5. Kafkas Fırkasında ve 10. alaydan bir taburla birleşti. Düşmanın ulaşım yollarında bulunan önemli iskele ve köprülerin tahribinde önemli görevler üstlendi ve bunda da başarılı oldu. Daha sonra Kütahya Mazine deresinden geçerek İnegöl, Cerrah Köyü’nde bulunan bir alay düşman kuvvetini, Kazancı Bayırı’na dökmede hizmeti büyük oldu.
 
İki ordu arasında yolunu şaşıran 13 deve yüklü cihaz ve mühimmatla bazı düşman askerlerini “Pınar Mesi” bölgesini de ele geçiren Zabit Ahmet mutluydu. Bu arada düşman mönü civarında durduruldu ve geri püskürtüldü.
 
Zabit Ahmet, Süleyman Paşa ve taburunun Bey Pınarı mevkiinde düşman baskınına uğradığını duyunca İsmet İnönü’nün başyaveri Fikri Beyle birlikte Derbent’e intikal etti. Düşman kıtasını arkasından çevirip zor duruma soktular ve İznik Gölü sınırlarından onları geri çekilmeye mecbur ettiler. Daha sonra Kaba çınar ve Mudanya sırtlarında alanlar düzenleyip, Koyun hisar ve Aksi köylerine baskın yaptılar. Burada beş Ermeni, birkaç Rum Palikaryasının kellesini koparıp, Bursa Yenişehir’e getirdiler. Toklu sivri, Hırka köyü, Akça köy bölgelerindeki düşmanları püskürttüler. Buradan bir makineli tüfekle sekiz askeri esir aldılar. Düşmanın bütün irtibat yollarını kestiler. Burada Mülazım Yıldırım Bey şehit düştü (Mezarı Akça köy’dedir). Gazi köyü civarında bulunan düşman askerlerine gece baskını yaptılar.
 
Ne yazık ki Zabit Ahmet’in birliği sabaha doğru burada bozguna uğradı ve Altınbaş Ovası’na çekildi. Fitka bataryası esir düştü. 13. alay epey zarar gördü ve birçok şehit verildi. 20. Alay komutan yardımcısı şehit düştü.
 
Zabit Ahmet, 14. süvari birliğine katıldı. Onlarla birlikte Kanişler Köyü’ne geldiler ve Nurettin Paşa’nın emrine girdiler. Paşa, Zabit Ahmet’in kahramanlığını biliyordu ve ona düşman askerlerini oyalayıp vur-kaç görevini verdi. 0 bu işi çok iyi biliyordu. Deneyimliydi. Hazırlığını yaptı, güvendiği timini yanına aldı ve yola çıktı. Önce düşman birliğinin hassas noktalarını tespit etti. Gece kanlığından yararlandı. Çeşitli yönlerden vur-kaç taktiğini uyguladı. Düşman birliği tedirgindi. Bu fırsattan yararlanan 2. fırka harekete geçti. Tam 8 saat çarpışmadan sonra Afyon’a girdi. Düşman askeri bu şehri terk etmek zorunda kaldı. Mustafa Kemal Paşa bu birliğin komutanlarına takdirini bildirdi ve onları kutladı.
 
Afyon’un alınmasından dolayı Mustafa Kemal Paşa bu konuda emeği geçen komutanlara kutlama mesajı gönderdi. 61. fırkanın Erkan-ı Harp Başkanı Derviş Paşa bütün hazırlıklarını tamamladı.
 
Topyekun savaş kaçınılmaz duruma geldi. Anadolu’dan akın akın askeri birlikler bu bölgeye sevk ediliyordu. Bu bir noktada var olma, yok olma savaşıydı. Zabit Ahmet’in takımı da buradaydı.
 
Gece saat 8’de 61. fırkanın ilk piyade birliği de geldi ve Derviş Paşa’nın emrine girdi. Savaş planları hazırlandı. Ertesi gün şafakla birlikte düşmanla temas sağlandı. Burada şiddetli vuruş başladı. Bel ova Boğazı kontrol altına alındı. Türk birlikleri, düşmanın geçiş noktalarını ele geçirdi. Buranın öncü birlik komutanı Zabit Ahmet’ti. Düşman kuvvetleri sayıca çoktu. Hem de onların son model silahları vardı. O, düşman bölgesine sızma planını gözetleme görevini yürütüyordu ve Yalova’ya geldiğinde ise bir top bataryası imha oldu, üç de şehit verdi. Cerrah Köyü’nde geceyi geçirdi.
 
Ertesi gün, Gediz’in batısında Gürsel Paşa tarafından yapılan savaşa katıldı ve ona destek oldu. Düşman sıkıştı geri çekilmeye başladı. Buradan Simav- Hamam yönünde ilerlediler. Kaçan Yunan askerlerini Kula civarına kadar takip ettiler. Sabahleyin Kula kurtarıldı. Başka bir tabur ise kuzeybatı istikametine doğru hareket etti. Geceyi de Alaşehir-Salihli arasında geçirdiler.
 
Zabit Ahmet alayın önünde keşif takımının başında, tim görevini sürdürüyordu. Ona özel bir görev verildi. Düşmanı adeta gölge gibi takip ediyordu. Gelişmeleri alaya anında haber veriyordu. Bu arada Salihli-Ahmetli arasındaki 5 kilometrelik alanda hareket halinde giden düşman birliğini gördü. Birden onlarla yüz yüze geldi. Takriben üç bölük olan düşman birliğini gerilla taktiği ve vur-kaç planıyla şaşkına çevirdi. Arkadan gelen Türk alayına ortam hazırladı. Durumu hemen bir raporla alay komutanına bildirdi. Bu arada düşman çözüldü ve kaçmaya başladı.
 
Zabit Ahmet yürüyüş kolunda bulunan bir düşman otomobilinin arıza yapıp yandığını görünce, onun üzerine pusu kurdu. Onu ateş çemberine aldı. Fakat bu arada atı yaralandı ve yere düştü. Kendisinin vücudundan da kan akıyordu. Yunan arabası tarandı, tehlike geçtikten sonra, askerleri Zabit Ahmet’ in yanına geldiler. Bu arada doktor da getirdiler. Onu hastaneye götürmek istediler, fakat takımını terk etmek niyetinde değildi ve gitmeyi reddetti. Yarası sarıldı. Kalktı takımının başına geçti. Buradan Salihli’ye doğru hızla yol aldılar. Yolda gördükleri, dağınık düşman birliklerini etkisiz hale getirdiler. Zabit Ahmet bir Yunan subayına nişan aldı. Onu kalbinden vurdu, Atını aldı ve yoluna devam etti.
 
Salihli’ye geldiklerinde düşmanın burayı terk ettiğini gördüler. Arkadan Türk fırkasının gelmesini beklediler. Bir müddet sonra onlarda geldi. Sonra Bebek tepe ve mütevelli bölgesine geçtiler ve düşmanla temas sağladılar. Ne yapacağını bilmeyen Yunanlılar deli dana gibi dağıldılar. Bu arada kaçarken de birçok zayiat verdiler. Türk askeri Manisa’ya doğru hareket etti. Düşman burada tutunamadı, kurtuluşu kaçmakta buldu. Türk birliği Manisa’ya girdiğinde adeta bayram havası yaşandı.
 
Manisa’da Zabit Ahmet’in künyesi alındı. Arkadan gelen Türk birlikleriyle ordu güçlendi. Sonra coşkulu bir şekilde İzmir’e doğru akın yapıldı. Düşmanın bir kısmı yolda, şaşkın vaziyette yakalandı ve esir edildi. Diğerleri de İzmir’e kendilerini dar attılar. Gemilere binip kaçanlar şanslıydılar. Binemeyenler, aceleyle denize düşenler ise boğuldular, bir kısmı da beyaz bayrak çekip teslim oldular.
 
İzmir’ deki düşman kalıntılarının temizlenmesi üç gün sürdü. Zabit Ahmet, İzmir’de Paşa’nın emriyle Birinci Mülazımlığa terfi ettirildi. Bu arada bir kısım Yunanlı askerin Buca istikametinde olduğu haberi geldi. Mülazım Ahmet ve birliği ü istikamete sevk edildi. Artık Mülazım Ahmet bölük komutan vekiliydi. Düşmanın bulunduğu bölgeyi tespit etti. Onları çember içine aldı. Başlarında “MÜRETTEP ZENGEN” isimli komutanı ile tam 18.000 Yunanlı askeri esir aldı.
 
Mülazım Ahmet alayına bu üstün başarıdan dolayı Mareşal Fevzi Paşa İzmir’in Torbalı beldesinde ona merasimle sancak ve mızrak hediye etti. Bunun üzerine Alay komutanı Mülazım Ahmet’e Antalya, Afyon, Uşak, Denizli bölgelerinde eşkıyalık yapan Koca Mustafa’nın yakalanması emrini verdi. Mülazım Ahmet takımını aldı, Denizli, Acıbadem, Tefenni yöresine hareket etti. Yolda 10—15 civarında çapulcu eşkıyayı etkisiz hale getirdi. Dağ başlarında pusu kurdu. Gerilla savaşını çok iyi bildiği için eşkıyayı inlerinden çıkardı ve tek tek temizledi. Umumi takip müfrezeler komutanlığının emri ile başarılı olan Mülazım Ahmet, Ödemiş’e çağrıldı. Orada ona ödül verildi, terfi takıldı.
 
Artık Anadolu düşman tehlikesinden arınmış, savaş bitmişti. Tam 6 yıldır memleketi Ulukışla’dan uzaktı. Askere giderken beş yaşındaki kızı Fatma’yı, bir yaşındaki Hatice’yi ve çok sevdiği eşi Ayşe’yi çok özlemişti. Trenle Ulukışla’ya geldiğinde yüreği yerinden çıkacak gibiydi. Evine geldi, kapıyı vurdu. Karşısında eşi vardı. İşte o anı, o mutluluğu, o heyecanı ifade etmek çok zordu. Artık ayrılık bitmiş, kötü günler geride kalmıştı. Şimdi sivil hayata alışmak zorundaydı.
 
Terhis olduğunda emekli maaşı almayı kabul etmedi. Çünkü devlet sıkıntı içindeydi. Kıtlık vardı. 0 bu kutsal görevi vatan için, devlet için, Allah için yapmıştı. 0 şimdi mutluydu. Zabit Ahmet namıyla çevresinde çok sevilen biriydi. Örnek bir insandı. Sene 1341’da (1926) kısmi seferberlik ilan edildi. Mülazım Ahmet yeniden silahaltına çağrıldı. Önce Cumhuriyet alayında göreve başladı. Sonra Kırıkkale’deki 39. alaya gönderildi. Buradan terhis oldu. Yeniden Ulukışla’ya döndü.
 
İkinci Cihan Savaşı nedeniyle üçüncü kez askere çağrıldı. Burada nokta ambar amiri olarak hizmet verdi. Dokuz ay sonra tekrar terhis oldu. Evine döndüğünde Edeviye isminde şirin, tatlı bir kızının dünyaya geldiğini görünce mutluluktan adeta uçtu.
 
O vatanını, ülkesini çok seviyordu, bu hizmetleri de zevkle, heyecanla, mutlu bir şekilde yerine getirdi. Yeniden sivil hayata alışmaya çalıştı. Aradan yıllar geçti, yaşlandı, muhtaç duruma düştü. Ilaç parası bulamaz konuma geldi. Devlete dilekçe yazdı, durumunun kötü olduğunu anlatmak istedi, sonra vazgeçti. Parasızlıktan ilaç alamıyor ve doktora gidemiyordu. Yinede halinden şikâyetçi değildi.
 
Son günlerinde dostlarına, savaş anılarını yeniden, yaşayarak anlatırken gözlerini yumdu. Allah rahmet eylesin, ruhu şad olsun.
https://www.tccb.gov.tr/
https://www.icisleri.gov.tr/
https://www.turkiye.gov.tr/
https://www.cimer.gov.tr/
 
  • Muhtar Bilgi Sistemi
  • Resmi Gazete
  • Sıfır Atık
  • Kolluk Gözetim Komisyonu
Kemalpaşa Mahallesi Sarpı Sokak 141/3 Ulukışla NİĞDE
(0 388) 511 23 14
 
Sizlere daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerezlere yer veriyoruz 🍪 Çerez politikamız hakkında bilgi edinmek için tıklayınız